21 Eylül 2022 Çarşamba

LİSEYE BAŞLARKEN

 

           İLK  GÜNLER

         Ortaokulu Ağın'da bitirmiş, Elazığ Lisesine kaydolmuştum. Elazığ Lisesi , Tren istasyonuna gitmeden, İstasyon caddesinin solunda Atatürk Ortaokulu ile Sanat Okulunun arasındaki geniş arazi üzerine yeni inşa edilmiş eklentisi spor salonu ile birlikte modern,  kendine çeken sevimliliğiyle güzel bir yapı grubundan oluşmaktaydı. 

         Okulun ilk günü, törenin ardından bilinen öğrenci coşkusuyla yarışırmışçasına koşarak, itiş kakış sınıflarımıza doluştuk. Sınıfımız, güneye bakan ve boydan boya pencereleriyle apaydınlık, şimdilerin ifadesiyle kocaman bir derslikti. Okulun da, yepyeni sıraların da ilk öğrencileri bizlerdik. Öğrencilerin çoğu farklı okullardan geldikleri için henüz birbirlerini tanımıyorlardı. Tanışanlar hemen aynı sıraya  oturmuşlardı. Ben de ortaokuldan çok sevdiğim arkadaşım olan, ancak henüz üç hafta geçmeden de okulu bırakacak olan Raif'le birlikte sağ taraftaki sıraların arkadan üçüncüsüne yerleşmiştik. Fransızca grubuyduk.. 54 kişilik sınıfta sadece dört kız öğrenci vardı. Zira ortaokullarda Fransızca yabancı dil dersi yerini giderek İngilizceye bırakmaktaydı. O sebeple de liselerde İngilizce dersi gören sınıf sayısı daha fazlaydı. Almanca dersi alanlar da Fransızcaya göre az sayıda idi. 

        Okulun ilk haftası daha çok tanışma , derslerin tanıtımı, izlenecek yol, yöntem gibi bir nevi alışma, oryantasyon havasında geçiyordu.

        Dersimiz  Tarih idi. Hocayı henüz tanımamıştık. Zilin  ardından otta boylu, ince yapılı enerjik genç bir  hoca sınıfa girdi. Ayağa kalkan öğrencileri  selamladıktan sonra işaret etti oturduk. Sessizce ve ilgiyle hocayı takip ediyorduk. Küsüye çıktı,  şöyle bir sınıf üzerinde göz gezdirdikten sonra aşağı indi.  Sıraların arasında  yürürken bir yandan da konuşuyordu.

        - "Adım, Fikri Mertayak..  Sene boyunca Tarih Dersini birlikte işleyeceğiz" dedi.   

        İsimleri pek aklımda tutamadığım için hocaların adlarını not alıyordum. Bu derste de öyle yaptım. Tarih kitabının ilk sayfasına hocanın adını yazdım. Meğerse, Hoca adını kitaba yazdığımı görmüş! Gelip yanımda durdu..  Biraz  müşfik, biraz da nüktedan bir ses ve edayla ;

        - " Dersimiz Tarih . Şimdiden hocanın adını yazarsan işimiz var  demektir ! " 
 dedi.
        O zaafımı geliştiremedim. Halen  telefonda  bile ilk defa konuştuğum kişilerin adlarını yazarım !
 
        Tüm hocalarımı hep sevgi, minnet ve şükranla anıyorum. Ahrete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara iyi ve güzel ömürler diliyorum. 
        
         Yeni ders yılına yeni binalarında başlayan öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve tüm Elazığ Lisesi Ailesine esenlikler, başarılar diliyorum.
Mevlüt Gül - 20.09.2022 İstanbul


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder