23 Kasım 2013 Cumartesi

MAHKEMENİN VERDİĞİ HACİZ VEYA İHTİYATİ HACİZ KARARLARI KESİNLEŞMESE BİLE, İDARE SÜRESİ İÇİNDE İŞLEM TESİS ETMEK ZORUNDA OLACAK

     





              ANAYASA MAHKEMESİ İDARİ YARGILAMADA  BİR İSTİSNA AYIBINI KALDIRDI
              ARTIK MAHKEME KARARLARI İSTİSNASIZ UYGULANMAK ZORUNDA OLACAK            
             Anayasa Mahkemesinin   10.7.2013  tarih ve   2012 / 107  Esas ; 2013 / 90  Karar  sayılı  Kararıyla ;     6.1.1982 günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin, 10.6.1994 günlü, 4001 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 13. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının “Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.” biçimindeki son cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna  ve   OYBİRLİĞİYLE   İPTALİNE  hükmedildi . Karar, 22 Kasım 2013 tarih ve  28829 sayılı Resmi Gazetede yayınlandı.
            
           Olay kısaca şöyle :    
            Düzenlenen ihtiyati haciz kararı ve haciz varakasına dayanılarak haciz tutanağı ile   haczedilen  aracı üzerindeki haczin  kaldırılması talebini yerinde gören  Mahkeme, haczin kaldırılmasına ve yürütmenin durdurulmasına  karar vermiş, mükellef mahkeme kararı doğrultusunda işlem tesisini isteyince de; idare, 2577 sayılı İYUHK un 28 inci maddesinin  (1) . fıkrasının " Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.” hükmü gereğince mükellef istemini reddetmiş, bunun üzerine mükellef, anılan hükmün Anayasaya aykırı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının uygulanması talebiyle dava açmış, iddiayı ciddi bulan istanbul 5. Vergi Mahkemesi de olayı Anayasa mahkemesine götürmüştür. 
         
  

     2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kararların Sonuçları” başlıklı 28. maddesinin (1) numaralı fıkrasında      “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.” hükmü yer almaktadır.

    Olayı inceleyen Anayasa Mahkemesi, anılan kararın " V- ESASIN İNCELENMESİ "  Bölümünde;
     
 "   İtiraz konusu kuralla, haciz ve ihtiyati hacze ilişkin idari işlemlerin yürütmesinin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının derhal uygulama zorunluluğunun ortadan kaldırılması, kişilerin telafisi imkânsız veya zor zararlarla karşılaşmalarına yol açacak niteliktedir. İdari yargıda yürütmenin durdurulması kararıyla güdülen amacın kişilerin hak arama özgürlüklerini daha etkili biçimde kullanabilmelerini sağlamak olduğu gözetildiğinde, böyle bir durumun yürütmenin durdurulması kararlarıyla gerçekleştirilmek istenen hukuksal yararı olumsuz yönde etkileyeceği ve hak arama özgürlüğünü zedeleyeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2., 36. ve 125. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. " denildikten sonra "SONUÇ" Bölümünde ,

"...   İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin, 10.6.1994 günlü, 4001 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 13. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının “Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.” biçimindeki son cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 10.7.2013 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi. "  denilniştir.

Böylece, bürokrasimizin " metezori " anlayışıyla kanunlarımıza girmiş çağdaş hukuk normlarıyla uyuşmayan ve hayli mağduriyetlere sebep olan bu hükümden çok şükür kurtulmuş oluyoruz.

 Bundan böyle İdare daha ciddi çalışacak, işlemlerini  daha sağlam delillerle temellendirmek zorunda olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder